http://www.devrekani.com

İlçemizin Tarihçesi

İlçemizin Tarihçesi


Eski bir yerleşim yeri olan Devrekani höyük ve harabeleri,han ve hamamları,çeşme ve camileri ile arkeolojik yönden zengin bir yerleşim yeridir.
Coğrafi durum itibariyle dağlık bir Bölge olan KASTAMONU   ve çevresi prehistorik çağlardan zamanımıza kadar pek çok kavim ve devletin istila sahası olmuştur. Yazılı belgelerden öğrenilen bu tarihi devir ve çağlar sırası ile;

A) GAŞKA’LAR ÇAĞI : (M:Ö.2000-1300)

Prehistorik (Yazının icadından önceki tarih öncesi çağ) çağlardan sonra havalinin en eski sakinleri Sümerlerin bir kolu olan GAŞKA (Kaşka) Türkleridir.
Bunlar hakkındaki mevcut bilgiyi Hitit yazılı tabletlerinden öğreniyoruz. Yine bu belgelerden öğrendiğimize göre GAŞKA’lar sert karekterli ve cengaver kişiler olarak gösterilmektedir.


B) HİTİT HAKİMİYETİ : (M.Ö. 1330-1200)

Gaşka’ lar ile Hitit ler arasında savaşlar olmuştur.
Neticede 1329 da hakimiyet Hitit idaresine geçmiştir. Daha sonra Firigler in akınlarına dayanamayan Hitit' ler M.Ö.1200 yıllarında yıkılmışlardır.

C) FRİG HAKİMİYETİ : (M.Ö.1200-700)

Bu halkın bölgesel ismi Paflagonyalılar diye de bilinir. Anadolu’nun kuzeyindeki dağlık bölge de yaşamışlardır. Kastamonu ve çevresi de Friglerin iskan merkezlerindendir.

D) KİMMER İSTİLASI

Bir müddet Firig lerin idaresi altında yaşayan Paflagonyalılar M.Ö. VII. Y.Y. başlarında Kimmer lerin Frigleri bu bölgeden çıkarmaları üzerine Kimmer’ lerin hakimiyeti altına girdiler.

E) LİDYA İSTİLASI

Bölgedeki Kimmer hakimiyetine Asurlular tarafından son verildi . Daha sonra Anadolu’nun büyük bir kısmına hakim olan Lidya Kralı Krezüs Paflogonya yı dolayısıyla Kastamonu ve çevresini idaresi altına aldı.(M.Ö.564-561)

F) İRAN HAKİMİYETİ

M.Ö. 547 yılında Kurus idaresindeki Pers ordusuna yenilen Krezüs’ün toprakları bu arada Kastamonu ve çevresi İranlıların (Persleri) idaresi altına girdi. Paflagonyalılar Perslere bağlı kalarak kendi hallerinde yaşamışlardır.

G) YUNAN HAKİMİYETİ

Anadolu' nun Pers hakimiyetine son veren Büyük İskender M.Ö.332 yılından M.Ö.301 yılına kadar Kastamonu ve çevresini hakimiyeti altında tutmuştur. Bu bölge son müstakil devlet olmuştur.

H) PONTUS HAKİMİYETİ

Kastamonu ve çevresinde Paflagonya nın diğer kentlerinde olduğu gibi müstakil idare uzun müddet yaşamadı. M.Ö.279 yılında Pontus Kralı Ariobarnes tarafından tüm Paflagonya işgal edildi. Daha sonra Kastamonu havalisi Galatya Kumandanı Mursias tarafından işgal edildi.Fakat M.Ö.120 de Pontus lar Galatya hakimiyetine son vererek bu bölgeyi Bitanya Krallığı ile paylaştılar.

I) ROMA MAKİMİYETİ

Romalılar,Pontus Krallığını yenilgiye uğrattı ve M.Ö.73-72 yılları arasında idareyi ellerine geçirdiler.

İ) BİZANS DEVRİ  (395-1222)

Sekiz asır gibi uzun bir devri Bizans idaresi altında devam ettiren Kastamonu ili ve çevresi bu zaman içerisinde kısa aralarla Türk, İran ve Arap ordularının istilasına uğramıştır.

J) DANİŞMENDLİLER DEVRİ

Alp Arslan’ ın kumandanlarından Ahmet Gazi' nin oğlu Melik Gazi Gümüş Tekin Çankırı ve Merzifon'u Bizanslılardan almıştır. Sonra Rumlar Sinop’a çekildiler Kastamonu havalisi Danişmend Ahmet Gazi' nin oğlu Gümüş Tekin tarafından 1105 yılında alınmıştır. Çeyrek asır sonra Bizanslılar Kastamonu'yu almışlarsa da bir yıl sonra Gümüş Gazi Bizanslılar ı tekrar buradan kovmaya muvaffak olmuştur.100 yıla yakın bir zaman Danişmend idaresinde kalan şehir ve çevresi 15 yıl sürecek olan Bizans idaresine geçmiştir.

K) ÇOBANLILAR DEVRİ

Selçuk Kumandanlarından Hüsamettin Çoban, Selçuk Hakanı Alaiddin Keykubat tarafından Kastamonu bölgesini zapta memur edilmiş ve çeşitli mücadelelerden sonra 1213 yılında bu vazifeyi gerçekleştirmiştir. Bir müddet sonra Sinop Kastamonu Beyleri arasında geçimsizlik baş göstermiş bunun üzerine Moğollar Kastamonu'yu zapt etmişlerdir. Bu kumandanın adı Yaman Candar dır.1309 dan itibaren 96 yıl süren bu hakimiyetle süren çeşitli imar faaliyeti olmuş ve Çobanlı'lar hakimiyetine son verilmiştir.

L) CANDAROĞULLARI HAKİMİYETİ : (1249-!460)

1309 yılında Şemsettin Yaman Candar ın yerine geçen oğlu Süleyman Paşa Kastamonu ve çevresini devirin kültür ve bilim merkezi haline sokmuştur.
Bilginler ziyaretgahı haline gelen Kastamonu,Hz. Mevlana' nın torunlarından Arif Çelebi ile birlikte pek çok yabancı alimin uğrak yeri olmuş kendi bünyesinde çıkarmış olduğu Müfessir Alaiddin, devrinin en büyük alimleri arasına girerek büyük kumandan destek görmüştür.
İdare daha sonra sırasıyla Kötürüm Beyazıt, Süleyman Paşa , II. Yıldırım Beyazıt,Timur’un taltif ettiği İsfendiyar Bey’in (Bu bey,Ankara Savaşın da Timur a yardım ederek galip gelmesini sağlamıştır.)Oğlu İsmail Bey ile Fatih Sultan Mehmet zaptetmiş ve bu suretle Kastamonu ve çevresi kesin olarak Osmanlı idaresi altına girmiştir.

İkinci Süleyman Paşa’ nın Osmanlı kuvvetleriyle girdiği savaştan mağlup ayrılarak Yıldırım Beyazıt tarafından idam ettirilmesinden sonra tahta İsfendiyar Bey geçti. Babasının vefatından sonra Sinop’ a gitti ve Candaroğuları' nın Sinop şubesinin hükümdarı olo oldu. Daha sonra Yıldırım Beyazıt ile arası açıldı ve Ankara savaşında Timur Leng ‘in yanında yer alarak Candaroğulları Beyliğini Osmanlı idaresinden çıkararak yeniden bağımsızlığını kazandı. Bu süre zarfında sınırlarını da genişletti. Timur, İsfendiyar Bey’ e İnebolu, Kastamonu, Çankırı ve Kalecik bölgelerini verdi. Osmanlı Şehzadelerinin taht kavgalarından sonra İsfendiyar Bey Çelebi Mehmet’e karşı düşmanca bir tutum takındı.

İsfendiyar Bey’ in oğulları arasında da taht kavgaları devam etti. Çelebi Mehmet’in 1421 yılında ölmesinden sonra yerine ikinci Murat geçti.
İkinci Murat’ ın hedefi bütün Anadolu’yu Osmanlı topraklarına katmaktı. 1424 yılında Bolu yakınlarında karşılaşan Osmanlı ve Candaroğlu kuvvetlerinin savaşından İsfendiyar Bey yenik ayrıldı ve Sinop’ a çekildi.
Osmanlı ordusuna karşı gelmekten pişmanlık duyan İsfendiyar Bey Sultandan affını isteyerek oğlu Tacettin İbrahim Bey’ in güzelliği ile ünlü kızını (HATİCE ALİME HUMA HATUN) şerri nikahla kabulünü rica eder. Bunun üzerine İkinci Murat mektup ve hediyeleri kabul ederek düğün hazırlıklarının yapılmasını ister.

FATİH’İN ANNE VE BABASININ DÜĞÜNÜ

İsfendiyar Bey’in mektup ve hediyelerinden memnun kalan İkinci Murat kırgınlıkları unutarak Candaroğulları topraklarına dokunmadı. Çaşnigir başı Elvan Bey başkanlığında bir heyeti birçok hediye ve mihr ile birlikte 1423 yılında Kastamonu’ya gönderdi. Devrekani’ye geçen heyet Çayırcık Köyüne geldi. Sultan Murat ile Hatice Alime Hüma Hatun’un düğünü Çayırcık köyünde yapıldı. Devrekani’deki düğün töreninden sonra gelin yükte hafif pahada ağır pek çok hediye ile Bursa’ya gönderildi. Bursa’da ise İkinci Murat’ın kız kardeşlerinden biri İbrahim Bey’in oğlu İsmail Bey ‘e ,birisi Anadolu Beylerbeyi Karaca Paşa’ ya ,üçüncüsü de Candarlızade Halil Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi’ye verildi. Düğünlerin hepsi 1424 yılında aynı anda yapıldı. İkinci Murat ile evlenen Hüma Hatundan 1431 yılında Sultan Mehmed Han (Fatih) dünyaya geldi.

*  Bu olayın anısına her yıl Mayıs ayının son haftasında Çayırcık Mahallesinde fetih şölenleri düzenlenmektedir. *

Bundan sonra Osmanlılarla Candaroğulları arasında sıkı akrabalık bağları gelişti. Daha sonra Fatih’in kız kardeşi de Candaroğulları Bey’ i İsmail Bey’le evlendi. Birtakım huzursuzluklar ve kardeş kavgalarından sonra Candaoğulları Beyliğine son vermek isteyen Fatih, Mahmut Paşa komutasındaki orduyu Kastamonu ve Sinop’ u almak üzere gönderdi. Kardeş kanı dökülmesini istemeyen İsmail Bey teslim olarak Fatih’in huzuruna çıkarıldı. Saygı ile karşılandı. Fatih’ten büyük hürmet gördü. Candaroğulları Beyliğine getirilen Kızıl Ahmed Bey Bir süre Osmanlı Valisi gibi görev yaptı ve 1461 yılında Beylik fiilen sona erdi.

M ) OSMANLI DEVLETİ İDARESİNDE KASTAMONU

(1460-1923) 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Candaroğulları devletine son verilmiş ve Kastamonu’da Osmanlı Devletine bağlı sancak haline getirilmiştir. Bu süre de Kastamonu istilaya maruz kalmamıştır. Pek çok imar faaliyetlerinde bulunulmuştur. Bir daha istila görmeyen Kastamonu ve İlçemiz Devrekani bu dönemde Kastamonu’ya bağlı bir köy olarak kaldı. Bu durum Tanzimat' a kadar devam etti ve 1906 yılında çevre köylerin kendisine bağlandığı nahiye haline getirildi.

Kurtuluş Savaşı Dönemi


Osmanlı İmparatorluğu 500 yıl üç kıtada egemen olduktan sonra duraklama, gerileme ve dağılma sürecine girmişti. Yurdumuz (Bu günkü Anadolu toprakları) da bir fiil işgal edilmiş ve Türk Milletini topyekün ortadan kaldırma ve tarihten silme planları yapılmaktaydı Kastamonu’ luların kurtuluş savaşına fiilen katılış tarihi ,İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinin ertesi günü yani 16 Mayıs 1919 tarihidir. Bu tarihte Kastamonu ve çevresinde işgali protesto mitingleri başlamıştır.19 Eylül 1919 tarihinde Müdafa-i Hukuk cemiyetine giren Kastamonu’ lular resmen Kurtuluş Savaşına başlamış oldular. Kuva-i Milliye ile birleştikten sonra da büyük bir Yurtseverlik örneği göstererek İnebolu-Ankara arasında çoluk- çocuk, genç-ihtiyar kağnı arabaları ile cephane taşıdılar.

İşte Devrekani Müdafa-i Hukuk Cemiyeti:

Başkan: Mühtüoğlu Mehmet Bey

İkinci Başkan: Kulaksızoğlu Hacı Osman Bey

Üyeler : Vefaoğlu İzzet Bey, Çalcalı Numan Bey’lerden oluşmuştur.

     Kurtuluş savaşında milli mücadeleyi en çok destekleyen ve bu uğurda en çok şehit veren bölge Kastamonu ve çevresi olmuştur. Bunlardan bir tanesi de Şehit Şerife Bacıdır. Kastamonu ve Seydiler ilçesine yapılan anıtlarla ebedileştirilmişlerdir.

Devrekani’ li Necibe Hanım : Baltacak köyünden olan 1323 doğumlu Necibe İşitir gençlik yıllarında Şehit Şerife Bacılarımız gibi bizzat İnebolu-Kastamonu arasında kağnı ara baları ve katırlarla cephane ve mermi taşımıştır.16.03.1996 yılında vefat eden Necibe Hanım ilçe merkezinde Necibe Nine adı verilen şehitliğe gömülmüştür. Cefakar Türk anasını saygı ve rahmetle anıyoruz.

ATATÜRK KASTAMONU’ DA

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Türk İnkılaplarını yapmaya devam ederken Şapka inkılabı için Kastamonu’yu seçti ve 23 Ağustos 1925 günü İlimize geldi. 25 Ağustos 1925 tarihinde İnebolu’ya geçti. 28 Ağustos1925 İnebolu’dan dönüş ve Devrekani.

ATATÜRK DEVREKANİ’ DE

Şapka inkılabını gerçekleştiren Atatürk İnebolu dönüşünde Kastamonu Milletvekili Mehmet Fuat Bey tarafından çiftliğine davet edilmişti. Devrekani o yıllarda Kastamonu Merkez ilçeye bağlı bir bucak idi. Gazi’miz Devrekani Bucak merkezinden geçerken otomobili biraz durdu. Bucak halkı, köylerden gelenlerle birlikte ve başlarında Bucak Müdürleri olduğu halde toplanmış, Gazi’yi alkışlıyorlardı. Sevgili Gazi’miz halkın sevgi ve saygı alkışlarına ,Panama şapkası ile selamlayarak karşılık verdi ve teşekkürde bulundu. Vali Fatin Bey’in işareti üzerine Bucak Müdürü Avni Bey, Gazi’mizin otomobilinin çamurluğuna alındı. Çiftliğe doğru hafif tempo ile hareket edildi. Otomobil yavaş gittiğinden Bucak Müdürüne sevgili Gazi’miz şöyle bir soru sordu:

-Buraya Devrekani adı neden verilmiştir, biliyor musunuz?

Bucak Müdür' ünün cevabı şu oldu:

-Kastamonu, Fatih Sultan Mehmet’ten önce İsfendiyar Beyliğinin merkezi iken Beylerin çoğu, özellikle sonuncusu İsmail Bey, yaz aylarını bu ovanın ,şimdi Devrekani dediğimiz Bucak merkezinin dolaylarında geçirirmiş. Çayırcık köyünde saraylarının, hamamlarının ve hatta ahırlarının yıkıntılarına rastlanmaktadır. İsfendiyar Beylerinin yaz aylarında buraya göç etmesi nedeni ile yanlarında çalışanlar, “Bu ova,artık devletliler mekanı oldu.” Derlermiş. Halkın dilinde bu söz zamanla değişerek Devrekani olmuştur; demişti. Bu fikir ve görüşe karşı Gazi’miz karşılık vermemiş,sessizce dinlemişti. Artık çiftliğe de yaklaşılmıştı. Bucak Müdürü fikrini doğrulamak için;

-Çiftlik sahibi Milletvekili Mehmet Bey’e Müftüoğlu derler. Bu iki kelime halk lehçesinde bir kelime halinde birleşerek Müfto’nun Mehmet Bey olmuş dedi. Otomobiller de bu sırada çiftliğe geldi.

Mehmet Bey’in güler yüzü, babacan tavır ve hali, Gazi’mizin çiftliğine teşrif etmesi yüzünden duyduğu sevinç,neşe içinde, hoşgeldiniz diyerek Büyük Misafiri karşıladığı sırada Ata:

-Köylüler hep Müftonun Mehmet Bey derlermiş,öyle mi? Diye sorunca, o da;

-Evet Paşam öyle derler diye onayladı.

Aslında konuksever bir insan olan Milletvekili Mehmet Bey, çiftliğinde cidden çok itinalı bir sofra hazırlamış,büyük otellerin lokantasında bulunan nefis yemeklerle çiftliğin ürünü olan sütlü yiyecekleri, çiftlik hayvanlarının etlerinden çeşitli yemekleri,tatlıları ve çeşitli sebze ve meyvaları hazır bulundurmuştu. Açık havada neşeli konuşmalar ve sohbetler yapılırken Mehmet Bey, Büyük Misafirini ve beraberindekileri ağırlıyordu.

Gazi Mustafa Kemal çiftliğin korusunda bir müddet dinlenir ümidiyle Mehmet Bey, yere halılar serdirmiş,yataklar,şilte ve yastıklar hazırlatmıştı. Koruluk,imrenilecek bir hal almıştı.Mehmet Bey’in düşündüğü gibi oldu. Yemekten sonra korulukta, çamlar altında Gazi bir saat kadar dinlendiler. Saat 18.00’ da Kastamonu’ya hareket ettiler.(Atatürk’ün Kastamonu Gezisi Ve Şapka Devrimi. Valilik Yayınları)

Atatürk’ün Devrekani’ye gelişi yıldönümü olan 28 Ağustos günü ilçemiz Bozkocatepe Kurukavak mahallesinde bulunan ve halen Müftüoğullarına ait olan bu çiftlikte törenlerle coşkulu kutlamalar yapılmaktadır...